İnsanlık ne kadar teknolojik, kültürel veya toplumsal olarak gelişirse gelişsin zihinsel olarak gelişmeyen bazı kesimler ne yazık ki mevcut. Zihinsel olarak gelişememiş toplumlarda ne yazık ki insanın insana uyguladığı şiddet ve zararlar hala devam etmektedir. Yine bu toplulukların hala yapmaya devam etmek istedikleri fiziksel ve psikolojik şiddetlerden biri de kadınlara uygulanan kadın sünnetidir. Ne kadar büyüme gelişirse gelişsin, insanlık ne kadar ilerlerse ilerlesin kadınların hala yok sayılmaya çalışıldığı toplumlarda yapılan uygulamalardan biri de kadın sünnetidir.
KGM, Kadın sünneti, khatna veya kadın genital mutilasyonu orak bilinen bu uygulama, tıbbi bir sağlık sorunu olmaksızın, kadının üreme organlarının tamamiyle yada kısmi olarak çıkartılma uygulamasına denilmektedir. Daha çok orta doğu, asya ve afrika ülkelerinde sıkça görülen bu uygulama genelde sünnetçi kişiler tarafınca ustura kullanarak yapılmaktadır. 2016 verilerine göre dünyada bu uygulamaya maruz kalmış 200 milyon kadın yaşamaktadır. Yine bu uygulama doğumdan hemen sonra yapıldığı gibi ergenlik döneminde veya daha sonrasında da yapılabilmektedir. Genelde çocuklara 5 yaşına girince kadar yapılan bu insanlık dışı uygulama, etnik gruplara ve ülkenin geleneklerine göre de çeşitlilik göstermektedir. Kadının cinsel hayatını sonlandırmak yada kontrol altına almak için yapılan bu uygulamanın iç dudakların çıkarılması, prepisyumun çıkarılması, klitoris glansın çıkarılması, iç ve dış dudakların birlikte çıkarılması, vulvanın kapatılması gibi çeşitleri bulunmaktadır. İdrar ve adet kanamasının çıkması için küçük bir delik bırakılması olayına da infibulasyon denilmektedir.
Kadın sünnetinin yapılmasında kadınların iffetini koruması gerekliliği veya cinsiyet eşitsizliği gibi nedenler yatmaktadır. Kadının bir birey olarak görülmediği bu toplumlarda kadının şahsi fikri sorulmaksızın kadın sünneti uygulamaları hala yapılmaktadır. Kadın sünneti bu toplumlarda bir namus göstergesi olarak görülmektedir. Ve bu sünneti yaptırmayan kadınlar toplum tarafından psikolojik baskıya uğratılarak toplumdan dışlanmaktadır. Kadınlara uygulanan bu acımasız uygulama neticesinde kadınlarda birçok hastalıklar da baş gösterebilmektedir. Bunlar, idrara çıkamama, enfeksiyonlar, kronik ağrılar, adet akıntısında zorluk, hamile kalamama, doğum esnasında zorlanma, ölüme sebep olan kanamalar bu durumlardan sadece birkaçıdır. 1970’li senelerden günümüze kadın sünnetlerinin uygulanması hususunda bu uygulamanın yanlışlığı hakkında ulusal çabalar sürmektedir. Bazı yasalar ve kısıtlamalar geliştirilse de hala günümüzde kadın sünneti yapan toplumlar bulunmaktadır.
Hiç yorum yok: