ÇOCUKTA
RESMİN GELİŞİMİ VE ÇİZİMLERİN ANALİZİ
ÖZET
Çocuğun iç
sesini dinlemenin, o sesi tercüme etmenin en doğru çocuk yetiştirme yöntemini
ortaya çıkaracağı fark edilmiştir ve resim yaptırma gibi teknikler önem
kazanmıştır. Bu teknikler çocuk gelişimi alanının bir parçası olarak günümüze
kadar gelmiştir. Çocuk resimlerinin analizinden elde edilen sonuçlar sanatsal
gelişim evreleri gibi teorilerin oluşturulmasında kullanılmıştır. Bu çalışmada
çocuğun genel gelişimiyle, sanatsal gelişim aşamaları arasındaki ilişki açıklanmaktadır.
Bu çalışma ile çocukların gelişimsel süreci doğrultusunda resimlerin gelişimi
açısından her evrede çocukların yaptıkları resimleri tanımlayan özelliklerine
yer verilmektedir.
YÖNTEM
VE AMAÇ
Bu
çalışmada “AİLENİ ÇİZ” testi kullanılacaktır. Bu test 4 yaş ve üstü çocuklara
uygulanacaktır. Çocuklardan aile üyelerini çizmesi istenir. Çocuğun kâğıdı
kullanma şekli, anne babasını ve yakınlarını çizerken kullandığı detaylar,
sıralama, renkler gibi birçok özelliğe göre çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi
ile ilgili çıkarımlar yapılabilir. Bu testin kullanım amacı çocuğun yaşamış
olabileceği şiddet, istismar, kötü muamele, korku, kaygı, mutluluk, sevgi ve
ilgi ihtiyacı gibi durumların resim çizme testinde gözlenebilmesidir.
GİRİŞ
Resim, içsel
gerçekliğin kâğıt aracılılığıyla dışsal gerçekliğe dönüşmesini içeren bir
üründür. Soyutu somutlama ve içgüdüsel etkinliklerin dışa vurumu resim ile
sağlanır. Resimler, çocukların iç
dünyalarına açılan kapılardan girmek olarak da tanımlanabilir. Çocukların çizimleri onları psikolojik ve pedagojik
açıdan yetişkinlere tanıtan ve onun zeka, kişilik , yakın çevresi, gelişimi,
bilinçaltı, fantezileri, çatışmaları ve ihtiyaçları ile ilgili detayları bize yansıtan
araçtır. Çocuklar okula başlayıp okuma yazma öğreninceye kadar dil becerileri
yeterince gelişmediği için duygularını resimler yoluyla kâğıda aktarırlar. Çocuklar
gördüklerini değil, düşüncelerini ve hayal ettiklerini çizerler. Ebeveynler bu
durumu bilmedikleri için çocukların çizdiği resimlere bir anlam veremezler.
Gerçekte, okuyabilen için, çocuk elinden çıkmış her çizginin ve resimde
kullanılan her rengin bir anlamı vardır.
Resim analizi son
derece özenli yapılması gereken bir iştir.
İyi bir resim analizi yapabilmek için;
·
Geliştirilmiş resim testleri hakkında bilgi
sahibi olmak,
·
Resmin gizemli dünyasını anlayabilmek için tüm
olanakları kullanmak,
·
Resim değerlendirme sırasında karşılaşılan tüm
çelişkileri değerlendirmek ve tüm yeniliklere ve öğrenmeye açık olmak,
·
Birey hakkında elde edilen tüm verileri ve
bilgileri birleştirebilmek ve bu bilgilerle resim arasındaki bağları fark edebilmek
gerekmektedir.
Bazı
resimlerin yorumlanmasından sonra çocuğun hayatı ile ilgili önemli kararlar
alınması gerekliliğini ortaya koyar. Çocuk
resmine sanatsal olarak bakıldığında ise erken dönemde anlamsız olan çizgiler
zaman içinde evrilerek yerini anlamlı resimlere bırakır. Çocuk sanat
yolculuğunda yaş dönemine göre bir evreden diğerine geçerek ilerler.
Çocuk
resmindeki evreler beş grupta incelenir. En çok kabul gören, en sistematik ve
aynı zamanda geçmişten bugüne en çok kabul gören yaklaşım yine Lowenfeld’in sıralamasıdır.
Karalama dönemi ( 2-4 yaş ): Bu dönemde resimler daha çok oyun
amaçlıdır. Kağıt üzerinde gelişigüzel çizgiler kendini ilk 10-12. aylarda, daha
sağlıklı olarak ise 18. ay döneminde göstermeye başlar. Bu durum çocuğun hem
motor gelişimi hem de kendini ifade etme arzusunu yansıtması açısından çok
önemlidir. Doğduğu andan itibaren keşif süreci içinde olan çocuk, sürekli
gözlem halindedir.
Sürekli dokunur ve bu dokundukları arasında kalem-kağıt da
bulunmaktadır. Önceleri eline aldığı kalemi amaçsızca kağıt üzerinde dolaştıran
çocuk, ardında bıraktığı çizgileri gördükçe, bundan haz almaya başlar. Keşif ve
icatlarına yenisini eklemiş olmanın verdiği haz artık sürekli tekrarlamak
istediği bir zevk olmaya başlamıştır. Başlarda gelişigüzel olarak ortaya çıkan
karalamalar, 1,5 - 4 yaş arasındaki dönemde, yetişkinlerin de anlayabileceği
şekilde çizgiye döner ve bu süreç içinde ciddi gelişimi gözlemlemek mümkündür.
Çizimler en başta kontrolsüz olarak karalamalar şeklindedir. Bu daha sonra
kontrollü karalamalara dönüşür, daha sonra bu karalamaları bir objeyle
benzeştiren çocuk bunları isimlendirmeye başlar. İlk resimler;
düzensiz uzunlamasına ve dairesel çeşitli karalamalar şeklindedir. Bu
dönemde yapılan resimlerin özellikleri; baştan oluşan insan resimleri çizilmeye
başlanır, renkler bilinçsizce seçilir, kağıt gelişli güzel kullanılır, kol ve bacakları temsil eden uzantılar kafaya eklenir.
Bazı aileler karalama aşamasında çocuklarına yardımcı olmaya, şekillerin
nasıl çizildiğini öğretmeye çalışırlar. Yanlış bir tutumdur ve duygusal
kırıklığa neden olur. Çünkü karalama faaliyeti kendi başına çocuğa haz veren
bir uğraştır ve çocuk bu uğraşıdır ve bu süreçte tek başına yol almalıdır.
Şema Öncesi Dönem (4-7 Yaş arası): Çocuğun bu dönemde çizdiği dairesel ve düz çizgilere bakıldığında bir hayvan ya da insan figürünün olduğu göze çarpar. Görsel düşünce şema olarak gelişmeye başlar. Çocuğun bu dönemde yaptığı çizimler ifade etmek istediği konunun önemi kavradığını gösterir. Objeler resim boyunca rastgele yerleştirilmiştir. Çocukta uzak ve mekân kavramı henüz gelişmemiştir. Renk seçimi bu dönemde mantıksal olmaktan duygusaldır. Çocuğun algılama yeteneği arttıkça çizdiği başa kulak, göz, burun ve ağız gibi detayları ekler. Çocuk yüzü tamamladıktan sonra kollar, bacaklar ve ayakları resimdeki detaylarına ekler. Ancak ilk çizimlerde kollar ve bacaklar gövdeden değil kafadan çıkar. İnsan figürleri önden hayvan figürleri ise yan profilden çizilmektedir. Çocuk çizim yaparken kağıdı çevirir. Çizimlerde görsel gözlemden ziyade kavramsal bakış açısı hakimdir. Başlangıçta kadın ve erkek figürleri birbirine yakındır ancak dönem sonlarında bu çizimlerde cinsiyetlerin verilen detaylar ile ayrılır.
Şematik Dönem (7-9 Yaş arası): Bu
dönemde çocuğun çizimlerinde uzay kavramının anlaşılmaya başlandığı dönemdir. Semboller
ve nesneler arasında aşağı yukarı, sağ sol ilişkisine dikkat edilir. Yeri ve
gökyüzünü ifade eden çizgiler kullanılır. Şekiller ve nesneler kolayca birbirinden ayrılır.
Bu dönemde çocuğun çizdiği nesneler
içinde abartılı boyuta kaçan çizimler olur ve bu çizimler çocuğun o nesneye ya
da kişiye verdiği önemi ifade eder. Uzay kavramı tam anlamıyla gelişmediği için
bazı nesneleri ters şekilde de çizebilir. Bu dönemde kollar vücuttan çıkar ve bu özelliği
ile şema öncesi dönemden net şekilde ayrılır. Kollara parmaklar eklenir,
ayaklar ise farklı bir şema ile gösterilir. Vücuda kıyafetler giydirilmeye
başlar ve elbisenin yaka ve kol ağızları gibi detaylara çizimlerinde yer
verilir.
Yer
çizgisini dönem sonunda net şekilde kullanır. Evi, ağaçları, yolları ve
ailelerini anlatan kompozisyonlar oluştururlar. Bu dönemde çocuk artık yalnızca
kendisiyle ilişkili durumları değil, başkalarının birbirleriyle olan mantıksal
ilişkilerini de göstermeye başlar. Benmerkezcilik döneminin ortadan kalkmaya
başlamasıyla beraber, çocuk artık daha objektif olarak kendisinin farkına varır
ve kendisini dünyanın merkezi olarak görmez, çevresindeki her şeyin daha çok
farkına varır, bu da çizimlerine bu şekilde yansır. Bununla beraber çok
hareketli ve aktif çocuklar, resimlerindeki figürlere daha fazla hareket
vermektedirler.
Gruplaşma Dönemi (9-11 yaş arası): Çocuk bu dönemde artık kendisinin toplumun bir üyesi olduğunu farkına varır. Gerçeklik algısı başlar. İnsan figürü çizimlerinde cinsiyet ayrımı net çizimler ile ifade edilir. Mekan ve perspektif çizimlerde yer edinmeye başlar. Konu seçiminde kızlae ve erkeklerin tercihleri kendi tercihlerine göre farklılık gösterir. Çizmeden önce çizeceği şey hakkında düşünür. Daha gerçekçi şekilde çize ve artık hayalci değildir.
Doğal gerçeklik dönemi (12-14 yaş arası):
Bu dönemde çizimler görsel uyarıcıların etkisindedir. Çocuklar çevrede gördüğü
nesnelerin ve canlıların oranlarını, boyutlarını, derinliklerini çizgilerine
yansıtırlar. Ergenliğin başladığı döneme denk gelmesi nedeniyle çizgilerde
hızlı duygusal değişimler gözlenir. Ailesi ve çevresi ile olan duygusal
tepkilerini resimlerine yansıtırlar. Işık, güneş, yansıma ve gölge gibi dış etkenlerin görüntü
üzerindeki etkisini çizimlerinde temel alırlar. Renk en iyi şekilde
kullanılmaya başlar.
ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİNE GÖRE ÇİZİMLER
·
Dürtüsel çocuk: Büyük figürler,
boynun olmaması, asimetrik bacaklar
·
Endişeli çocuk: Bulutlar,
yağmur, uçan kuşlar, figürlerde gözün olmaması
·
Utangaç çocuk: Kısa figürler, ağız ya
da burnun olmaması, küçük figürler, vücuda yakın kollar
·
Sinirli, Agresif Çocuk: Büyük
eller, dişler, uzun kollar, çarpı işaretli gözler
·
Güvensiz hisseden çocuk: Canavar
figürleri, elsiz çizim, küçük kafa, eğilmiş, yere yatmış figürler
ÇOCUK RESİMLERİNDE RENK SEÇİMİ VE PSİKOLOJİK ANLAMLARI
Çocuk
3 yaş itibari ile renk ayrımı yapmadan, renkleri kararlaştırmadan resimlerinde
kullanır. 3-4 yaşlardaki çocuklar renkleri bilinçli olarak kullanmaz. Çocuk
hoşuna giden renkleri kendi zevkine uygun şekilde kullanır. Renkleri tanıma ve
seçme durumu 4 yaş itibari ile başlar. Çocuk en sevdiği kişinin resmini
yaparken en sevdiği rengi kullanır. Mutlu resimlerde genelde sarı renk,
üzüntülü resimlerde kahverengi ağırlıklı şekilde kullanılır.
Yeşil: İnsanı rahatlatır. İlkbaharı
temsil eder. Asaleti, parayı ve zenginliği ifade eder. Yeşil rengi resimlerinde
bolca kullanan çocuk kendine güvenen, uyumlu ve mutlu bir çocuktur. Ayrıca yaşıtlarına göre daha olgundur.
Kırmızı: Kanı sembolize eder ve
hem olumlu hem de olumsuz anlamlar içerir. Damardaki kanı temsil ettiği zaman
sağlık ve enerji anlamına gelir. Ateşi sembolize ettiğinde ise çevrenin dışına
taşan öfkeyi ve saldırganlığı ifade eder. Kırmızı hem güveni, hem tehlikeyi hem
de ölümü simgeler . Çocuğun bu rengi neden kullandığı bilinçaltındaki niyetine
bağlıdır.
Mavi: Sakinliği ve uyumu ifade
eder. Çocuğun kendine güveninin olduğunu ve duygularını iyi kullandığının işaretidir.
Tarafsızlık olarak da tasvir edilir.
Çocuk bu rengi resimlerinde genellikle deniz, göl ve bulut çizimlerinde
kullanır.
Sarı: Güneşin renginde neredeyse
tüm çocuklar tarafından kullanılır. Güneş ise anneyi tasvir eder. Anne çocuğun
dünyasında güneştir. Sarı renk
sıcaklığı, enerjiyi ve kutsallığı simgelediği için güneş rengi olarak görülür
ve çocuklar için anneyi anlatır. Ailesi tarafından sevilen ve değer gören
çocuklar resimlerinde genellikle bu rengi kullanır.
Mor: Asaleti, lüksü, zarafeti
simgeler ancak bu renk kırmızı ve mavinin karışımı ile elde edildiği için her
iki rengin de özelliklerini taşır. Anne babanın desteğine ihtiyaç duyan ve
kaldıramayacağı sorumlulukları üstlenen çocuklar bu rengi resimlerinde sıklıkla
kullanır.
Turuncu: Sağlık, sıcaklık , iştah,
ümit ve iyimserliği temsil eder. Çocuklar resimlerinde güneş çizimlerinde sarı
ile birlikte turuncu rengi kullanır. Turuncu rengi kullanan çocuklar sevecen,
uyumlu, işbirlikçidir.
Pembe: İnsanlar üzerinde sakinleştirici
etkisi vardır. Sinirli insanların pembe renginin kullanımı ile sakinleştirdiği
yapılan çalışmalar ile gözlemlenmiştir.(Hapishane duvarlarının pembeye
boyanması ile mahkumlar arası saldırgan davranışların azalması fark edilmiştir.)
Pembe renginin hayatın alanlarında ve resimlerde kullanılması kalp kaslarına
olumlu etki eder.
Kahverengi: Bu rengi kullanan
çocuklar korunmaya ihtiyaç duydukları, sevgi ve ilgi açlığı yaşadıkları ve
tuvalet eğitimine direnç gösterdiği tüm bu sebeplerden dolayı aile ile çatışma
yaşadıkları gözlemlenir.
Siyah: Çocuk resimlerinde bu renk
genel olarak karamsarlığı ifade eder.
İNSAN FİGÜRLERİNİN UZUVLARI VE ANLAMLARI
Kollar : Birinin kolları
unutulmuşsa o kişi tarafından korunmuyor ve çocuk bu kişiden destek beliyor. İki
yana açılan kollar iletişime açık ve sevecen çocukların çizimlerinde görülür.
Kolsuz çizilen ebeveynler çocuğa yeterince ilgi göstermemektedir.
Eller: Çizilmemiş ise saldırganlık
dürtüsüyle elleri yok saymış olabilir, güven duyulmuyor. Eller , kolların büyük
çizimi çocuğa fazla müdahale ve baskının
olduğunu ifade eder.
Baş:Resimde çocuk önce aile
üyelerinin başını çiziyorsa ailede
rasyonalizasyon mekanizması çok fazla kullanılıyor. Duygular sonra geliyor ve
ikinci planda kalıyor. Çocuk kendi başını çizerken silerse ailede düşünceleri
önemsenmiyor olabilir. Normalden büyük ya da küçük çizilmesi duygusal ve sosyal
anlamda çocuğun kendini yetersiz gördüğünü ve yaşıtlarına göre geriden geldiği
aile tarafından ona empoze edildiği şeklinde yorumlanabilir.
Gözler: Ailede tüm gözler nokta
şeklinde çiziliyorsa depresif duygular yaşanıyor olabilir. Sağa sola bakan
gözler ise özgüven eksikliğini belirtir.
Ağız: Ailede tüm ağızlar çizgi
şeklinde ise kimsenin birbiri ile iletişim kurmadığı anlamı oluşur. Büyük
çizilen ağızlar ise küfür ve kötü söz söyleyen bireyi ifade eder.
Kulak: Bir üyenin kulağı yoksa
iletişime açık değildir. Çocuğun kulağı çok büyük ise ailede çok eleştirilmiştir.
Burun: Çizilen insan yüzünde
burun normalden büyük ise cinsel kimlik gelişiminin ağırlık kazandığını ifade
eder.
Saç: Üyelerden birinin saçı
normalden fazla bir oranda çizilmişse o kişinin otoriter olduğu söylenebilir.
Ayaklar: Çizgi şekilde çizilen
ayaklar aileye bağlılık ihtiyacı olmasını ve özgüven eksikliğini temsil eder.
Kalın çizgiler ile yuvarlak çizilen ayaklar ise özgüveni, bağımsız kişiliği
ifade eder. İki arı yana bakan ayaklar ise çocuğun hayatında sıklıkla tereddütleriyle
kararsızlık yaşadığına işaret eder.
AİLE VE ÇOCUK RESİMLERİ
Çocuk
resimleri, çocuğun çevresi, aile, anne, baba, kardeş ve arkadaş ilişkilerini
ortaya koyabilir. Resimsel
anlatım çocuğun aile ilişkilerinin anlamlandırılması ve yorumlanmasında
kullanılan ve araştırma konusu olarak güncelliğini sürdüren bir anlatım şeklidir.
Bu yöntem çocuğun penceresinden aileye
bakmamızı sağlar. . Stres altında kalmış çocukların resimlerinin yamuk, düzensiz,
parçalanmış ve çizgi kalitesinin zayıf olduğu göze çarpar. Çocuk ailedeki
yerini aile üyelerinden uzakta bir yere yerleştiriyorsa kendini soyutlanmış
hissediyor olma durumu vardır.
En sevdiği ve ilgisine en çok ihtiyacı olan aile
üyesini en yakınına çizer. Aileden herhangi birini resme dahil etmiyorsa bu
çocuğun o kişiye karşı kızgınlık, yabancılaşma ve reddedilme duygularını
yaşadığını ya da çatışma ve kıskançlık yaşadığı kişi olduğunu ifade eder.
AİLENİ ÇİZ TESTİ İLE ÇİZİLEN RESİMLERİN ANALİZİ
Analizi(Resim 6): Çocuk resimde kendisini annesine daha yakın şekilde çizmiş. Büyük bulut anneyi küçük bulut ise babayı temsil ediyor. Yana açık çizilen kollar aile içinde bireylerin iletişe açık olduğunu ifade ediyor. Resimde tüm aile üyeleri gülümsüyor bu da ilenin kendi içinde mutlu olduğunu sembolize ediyor. Yolun iki tarafına çizilen çiçekler çocuğun iyimser, duygusal ve iç huzurunu olduğunu gösteriyor. Evin bacasını tütmesi evde sıcak ilişkiler olduğunu ifade ediyor.
Analizi(Resim 7): Çocuk kendisini resmin sağ köşesine çizmiş ve yanına da kardeşini yerleştirmiş. Anne ve babasını ise evin diğer tarafına konumlandırmış. Pencereler koyu renk ile çizilmiş ve tüten bir baca yer almıyor. Bu durum evdeki bireyler arasında soğuk bir ilişki olduğunu ifade ediyor. Eve ait bir yol dış kapının merdiveni yok. Aile içinde yeterli bir iletişim olmadığını ve bireyler arasında uzak bir ilişki olduğunu bize söylemektedir. Çocuğun aile bireylerini çizerken anne ve babası ile arasına evi yerleştirmesi ebeveynlerin çalışan kişiler olduğunu bize işaret edebilir. Kız annesine olan hayranlığını ve sevgisini eteğinin alt kısmına çizdiği kalp şekli ile göstermektedir. Kuşlar ve kelebekler çocuğun uzak hissettiği aile üyeleri ile yakınlaşma isteğini ve bu konudaki ümidini bize gösterir. Hafif tebessüm ile çizilen ağızlar aile içindeki durumun çok kötü olmadığını ama onarılmaya ihtiyaç duyduğunu ifade etmektedir.
Analizi(Resim 9):Çocuk resmin en merkezi noktasına büyük şekilde annesini çizmiştir. Annenin kolları yana açık ve vücut orantısı normale göre büyük çizilmiştir. Bu durum evde otoritenin annede olduğunu ifade eder. Çocuk en son kısma babaannesini çizmiş. annenin ayakları babaya bakıyor ancak baba figürü babaanneye daha yakın çizilmiş. Evde babaanne kaynaklı sorunlar yaşandığını bize düşündürebilir. Ailede anaerkil bir durum söz konusu olabilir.
Analizi(Resim 10): İncelediğimiz aile resimlerinde anne baba çocukları ile birlikte yaşamaktaydı. Ancak bu resme baktığımızda acı bir gerçek ile karşı karşıya kalıyoruz. Burası aslında biz yetişkinler içinde sözün bittiği yer. Resimde anne ve babası boşanmış ve ayrı evlerde yaşayan bir çocuk görüyoruz. Çocuğun üzerinde yer alan kalp anne ve babasına olan sevgisinin olanların ayrılması ile birlikte ikiye bölündüğünü ifade ediyor. Çocuğun elinde yer alan şemsiye bu kız çocuğunun korunmaya ihtiyacı olduğunu bize gösteriyor. Ayrılan ebeveynler ise ayrılmalarına rağmen mutlu değiller. Kırık bir kalp ile ortada kalan çocuk annesini mi babasını mı seçeceğine bir türlü karar veremiyor. İçinde bulunduğu çaresiz ruh halini ise ayaklarının altına çizdiği dikenli telli yol ile gözler önüne seriyor. Çocuğun kendisini çizerken ayaklarını eksik bırakması çocuğun gidecek yerinin olmadığını ifade ediyor.
Analizi(Resim 11): Bu resim insanın içini sızlatan ve kalp acıtan bir çizimdir.
Resimde dayı, baba ve büyükanne yer almaktadır. Çizilen bu resimde çocuk kendine en uzak
noktaya dayısını çizmiş. Bu kişi ile bir çatışma içinde olduğunu
söyleyebiliriz. Dayıyı dikkatli şekilde incelediğimizde dayının cinsel organını
çizerek çocuk en gizli sırrını açığa çıkarmış olduğunu görüyoruz. Bisiklette
yer alan ve mutsuz olan ise resmi çizen ve dayısı tarafından cinsel istismara
uğrayan kız çocuğudur. Çocuk kendini kirlenmiş, aşağılanmış ve değersiz
hissediyor. Hemen yakınına çizdiği
büyükannenin boynu büküktür. Bu da çocuğu dayının ona yaşattığı durumdan
koruyamamış olmanın verdiği üzüntüyü temsil etmektedir. Babanın dayının hemen
yanına çizilmesi ise çocuğun baba tarafından dayıdan korunma ihtiyacını bize
ifade eder. Resimdeki ağaca bakıldığında ağaçta meyve yerine dikenli tel olduğu
fark ediliyor. Bu durum çocuğun iç dünyasındaki mutsuz ve canı yanan birey
olduğunu bize gösteriyor. Çiçeğin anlamı ise kızın mağdur olduğunu sembolize
eder.
ÖNERİLER
·
Tek resim üzerinden analiz
yapmak hatalı bir değerlendirmeye neden olabilir bu nedenle değerlendirmesi
yapılacak çocuğun belirli aralıklar ile resimleri incelenmelidir.
·
Resimler üzerinden direk
teşhisler konulmadan psikolojik ve pedagojik anlamda uzman kişilerden destek
alınmalıdır.
·
Hizmet içi eğitimler ile
okullarda yer alan öğretmenlere çocuk resimlerinin dilini anlatan eğitimler
verilmelidir.
·
Aile eğitimleri kapsamında
velilere resimlerin analizi ile ilgili eğitimler düzenlenmelidir.
·
Çocukların çizdiği resimleri
bir teşhis aracı olarak değil onların iç dünyasına açılan bir kapı olarak ele
alınmalıdır.
·
Anaokulları-kreşlerde, psikolojik danışmanlık merkezlerinde, aile
danışma merkezlerinde, hastanelerde ve özel eğitim merkezlerinde görev yapan
kişilerin birbiri ile iletişim halinde olması gerekir.( Bu sayede çocuğun analiz
edilen resmi ile ilgili verilen kararlar konusunda fikir birliği sağlanabilir.)
·
Çocuk resim yaparken ona
kesinlikle şekillerin çiziminin öğretilememesi gerekir. Resim öğrenilen bir
etkinliktir. Resmi öğreten kişinin ruh hali öğrenen çocuğa yansıyabilir. Bu da
çocuk hakkında yanlış sonuçlara ulaşılmasına neden olur.
KAYNAKÇA
Ø Türkkan, B. (2004). Okulöncesi dönem çocuklarının yaptıkları
resimlerin aile yaşamlarına ilişkin ipuçları bakımından değerlendirilmesi. I.
Uluslararası Okulöncesi Eğitim Kongresi, (Cilt III). İstanbul: YA-PA.
Ø Kırkan, U. Çocuk Resminde Aile , Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Resim İş Eğitimi Anasanat Dalı. İstanbul: 1994, S.1-17,
145-154.
Ø İlhan, A. Ç.Çocuğun sanatsal gelişim evreleri. Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi Yayınları. (2005)
Ø Kutluer, G.Gelişim sürecinde çocuk resminin yeri . Ekev Akademi
Dergisi.2019, S.63
Ø Yavuzer Haluk, Resimleriyle Çocuk (1992)
Ø Çankırılı Ali, Çocuk Resimlerinin Dili (2015)
Ø Paktuna Keskin Sabiha ,Çöp Çocuk (2010)
Hiç yorum yok: