Öğretmenimiz Özge Özhan'ın kalemi ile sizi baş başa bırakıyorum.
Saygı kavramı üzerine kelâm edilecek bir çok şey olduğunu
önceleri ben de bilmiyordum açıkçası lakin yaş ilerledikçe insanlara ,olaylara
,duygulara, değerlere kısacası bir çok şeye farklı bir göz ,bir bakış açısıyla
bakıyorsunuz. Ne zaman ki anne oldum; yaşamımda bir çok şey daha farklı gelmeye
başladı.
O yüzden bu yazımda sizlere kendimce, bizlere saygılı olma ,saygı duyma
öğrenimlerimden bahsedeceğim biraz diyorum ve sizi ilkokul dördüncü sınıftaki
bir anıma götürüyorum..
Çünkü ben hala dün gibi hatırlıyorum..
Canım çok sevdiğim Necdet Başkoç isimli sınıf öğretmenim
bizlerle müfredatta yer alan dersi işledikten sonra kendi yaşamından
bahsetmekten ve hikayeler anlatmaktan çok hoşlanırdı.. Ben çok sonralardan
anladım aslında bizlerin neler vermek istediğini. Meğer örneklendirerek, kendi
rol model olarak, her zaman izah ederek öğretmeye çalışırmış bize bir çok
şeyi...
Yine bir gün anlatıyor;
“Çocuklar dün akşam neler yaptınız eve gidince diye sorarak
başlıyor; ben gittim oğlum Barış okulundan dönmüş kanepede ayaklarını uzatmış
yatıyordu ,ben içeriye girince hemen toparlandı oturdu hoşgeldin babacığım
dedi, “ bakın bu bir saygıdır.. Saygı kendi içinde bir çok dala ayrılır;
anne-babaya saygı , hayvanlara saygı, misafire saygı vb gibi.
Konuşması bu şekilde ilerliyor; şimdi size sormak istiyorum
bu zamanda hangimizin evladı bunu yapıyor?
Anne babaya saygıdan ziyade eve gelen misafire
“ hoşgeldin “demeyi bilmeyen bir nesil yetişiyor ve ben buna
çok üzülüyorum..
Bence bir çocuk her şeyden önce bazı değerleri bilmeli çünkü
değerler insana yaşamında yol gösterir. Çocuklarımız sayıları ,şekilleri
,renkleri elbet bir gün öğrenir, öğrenecek.. Çocuklarımıza önce sevgiyi
,saygıyı ,saygı duya bilmeyi ,merhameti öğretelim olur mu?
Saygıyla ve sevgiyle kalın :)
Hiç yorum yok: