Erkek - Kadın Arasındaki Farklılıklar

Çok farklıdır bir erkek ile bir bayan. İkisi de insan familyasından olmasına rağmen hem fiziksel hem de duygusal olarak tamamen farklı boyutlarda yaşarlar. Bu yüzdendir ikisinin de birbirini anlamaması, anlayamaması. Sadece ortak noktalarda buluşabilirler. Bu ortak noktalar ne kadar çok ise, o kadar iyi anlaşırlar. Fakat hiçbir zaman tam manasıyla anlayamayacaklardır birbirlerini.

 Mesela bir bayan, çok hassas, ince ve narindir. Çok çabuk kırılır, incinir. Himaye edilmeye ve sahiplenilmeye muhtaçtır. Bütün duyguları zirvede yaşar. Çabucak sinirlenir fakat bir o kadar da hızlı yumuşayabilir. Karşısındaki insandan sadece sevgi ve anlaşılma bekler. Bir bayanın en sevdiği kişi, kendisini en iyi ifade edebildiği ve kendisini çok iyi anladığını düşündüğü kişidir.

Erkek ise bir bayana göre tamamen ters düşen bir yapıdadır. Kaba olmalıdır, tuttuğunu koparmalıdır. Daha çocukken ilk oyuncaklarından biri tabanca olmuştur mesela. Acıma duygusu ta o dönemlerde köreltilmeye başlanmıştır. Hep "Vur oğlum! kız oğlum! bağır oğlum!" diye telkinde bulunmuşlardır. Çünkü özellikle bayanlar ancak bu şekilde tımar edilebilirdi(!). Sevgiyi, ince ruhlu olmayı ve alttan almayı öğretmezler bir erkeğe. Bu davranışların doğru olduğunu ve hayatın ancak bu davranışları uyguladığı takdirde yaşanabilen bir hal alacağını kendi çabalarıyla anlar ve öğrenir. Anlar ama dışarıya yansıtma konusunda çok zorlanır. Birçok iyi duygu ve düşünceleri içinde besler ve yaşar.

Bir bayanın sevgisini belli etmesi için başını yanındaki kişinin omzuna yaslaması yeterlidir. Ancak bir erkeğin böyle bir şey yapması çok zordur. Belki o anın hiç bitmemesini, o başın oradan hiç kalkmamasını ister ama bir türlü boğazında düğümlenen 'Seni çok seviyorum' cümlesini çıkartamaz ağzından.

Bir bayan için çok kolaydır, güzel kıyafetler aldıktan sonra evinde büyük bir sürpriz hazırlayıp erkeğini beklemek. Ancak bir erkek için o eve giderken kucağına bir demet çiçek alıp bakkal Cevdet amcanın önünden geçmekten daha zor bir şey yoktur. Kafasında kurduğu yüzlerce sürpriz plan sadece içinde kalır.

Bir bayanın duyguları mantığından daha öndedir. Kızgınlık, öfke ve kıskançlık durumlarında yapacağı her türlü davranışta mantık aramak çok yanlış olur. Sevgiyi de aynı şekilde yaşar, gerçek manada sevdiği bir adama sıkıntı ne olursa olsun belki bu sefer olur umuduyla bir kez daha şans vermekten asla kaçınmaz. Ancak bir erkek bunu yapamaz. Gerek çevre baskısı gerekse -lanet olası- erkeklik gururu bir şans daha vermekten alıkoyar. Fakat bir erkek aynı bayana ikinci kez dönüyorsa bu bir şans vermek değil, ömrünün geri kalan bölümünü onunla beraber yaşamak, onu mutlu etmek ve onunla mutlu olmak için döndüğü anlamını taşımaktadır. Sonuç olarak, mutlu bir hayat yaşamak için erkek ve bayanın birbirlerini anlamaya çalışmak yerine birbirlerine uyum sağlamayı birbirlerinin dilinden konuşabilmeyi öğrenmeye çalışmaları daha faydalı olacaktır.

Merve Tunay- Afyon Yenigün Gazetesi