Hep
mi erkekler aşık? Hep mi erkekler şair? Haydi gelin birlikte bu tezi çürütelim :)
Bu makalede Türk edebiyatına büyük katkılar sağlayan 15 kadın şair kimdir,
haklarında bilgi edinelim:
1. Nigar Hanım
1856 yılında İstanbul’da
doğan şair Nigar Hanım, osmanlı tarihindeki ilk kadın şairlerden biridir. Macar
asıllı mülteci Osman Paşa’nın kızı olan Nigar Hanım, Fransızca, Arapça, Farsça
ve Türkçe eğitimi almıştır. Özellikle Fransızca konusunda oldukça başarılı bir
eğitim alan şair Nigar Hanım, kibarlığı ile tanınan bir kadındı. Daha çocukken
şiirler yazan Şair Nigar Hanım, edebiyat toplantıları düzenlerdi. Bu toplantıda
şiirler okunur, edebiyat konuşulur ve müzik icra edilirdi. Nigar hanım kendi
döneminde en fazla dil bilen kadın şair olarak dikkatleri üzerine toplamıştır.
Yazdığı günlüklerden anlaşıldığı üzere Ermenice, İtalyanca, Almanya, Rumca da
bilmektedir.
2. Leyla Saz
1850 yılında İstanbul’da doğan
Leyla Saz, osmanlı tarihinin son dönem kadın şairi olmanın yanı sıra
Cumhuriyetin ilk senelerini de yaşamış şair olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eserlerinde
bu geçişi ele alan Leyla Saz, özellikle osmanlıdaki haremi ve kadınları işleyerek
ilgi çekmeyi başarmıştır. Bu eserlerini farklı dillere çeviren Leyla Saz,
özellikle “yaslı gittim şen geldim” marşında bestecisi olarak tanınmaktadır. Hekim
İsmail Paşanın kızı olan Leyla Saz harem hayatını yakından takip etme fırsatı
bulmuştur.
xxxHacı Tahsine Hanım'a ait resim yokxxx
3. Hacı Tahsine Hanım
Hacı tahsine hanım hakkında
çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Ne doğumu ne de ölümü hakkında pek bilgi
olmayan hacı tahsine hanım “Erler demine destur alalım, Pervaneye bak ibret
alalım, Aşkın ateşine gel bir yanalım, Pervaneye bak ibret alalım” dizeleri ile
bilinen bir bestekar ve şairdir.
4. Zeynep Hatun
Amasya Doğumlu olan zeynep
hanım, 15.yy divan şairi olarak bilinmektedir. Divanı günümüze ulaşmamış olsa
da Fatih Sultan Mehmet hakkında yazdığı Türkçe ve Farsça eserlerleri topladığı
divanla saraydan taktir toplamıştır. Zeynep Hanım evlendikten sonra kocasının
şiir yazmasını istememesi üzerine şiir yazmayı bırakmıştır.
5. Mihri Hatun
1460 senesinde Amasya’da
doğan Mihri Hatun Türk edebiyatında oldukça bahsedilen kara saçlı, uzun boyu,
uzun kahkülleri olan güzel kadınlara benzetiliyordu. Döneminde yalnızca erkeklerin
yaptığı musahiplik görevine resmi olarak atanan ve şehzade Ahmet sarayında
oldukça sevilen Mihri Hatun, yaşadığı ilişkileri ve tensel duyguları da
şiirlere apaçık yansıtması ile bilinmektedir. Aynı zamanda divan edebiyatında
ilk kadın şair olarak bilinmektedir.
6. Makbule Leman
1865 senesinde İstanbul
Beşiktaş’da doğan Makbule Leman, yenileşme döneminin en iyi şairlerinden biri
olarak bilinmektedir. Saray hayatına yakın olan Makbule Leman, II. Abdulhamit
tarafınca Şefkat Nişanı ile ödüllendirilmiştir. Son 14 sene tedavisi mümkün
olmayan hastalıkla mücadele halinde geçiren Makbule Leman, vefatından sonra
Eyüpte bulunan Siyavuş Paşa Türbesine nakledilmiştir.
7. İhsan Raif
“Kimseye etmem şikâyet,
ağlarım ben halime, Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime” sözlerinden
tanıdığımız İhsan Raif, Osmanlı zamanında elit bir ailede dünyaya gelmiştir. Nişantaşı’nda
Rumeli Caddesi’nde bulunan Taşkonak'ta günlerini geçiren İhsan Raif, özel
hocalardan ders almıştır. Bir gün kardeşi ile oyun oynarken içeriye Reji Memuru
Mehmet Ali Bey girmiştir.
Bu ona konaktaki arap bacılarının kıskançlıktan
dolayı bir komplosudur. Hiçbir temas olmamasına rağmen babası onu Mehmet Ali Bey
ile hiç istememesine rağmen evlendirir. 27 yaşında 3 çocuğu varken kocasından
boşanır. İkinci evliliğinde kocası elini zorla öptürmek isteyince boşanır ve 3. evliliği Şahabettin Süleyman ile yapar. Eşi ani vefat edince 4. Evliliği yapmak
durumunda kalır. Fransız bell ile evlenmesi hoş karşılanmaz. Milli mücadelede
önemli rol oynayan İhsan Raif, Ruşen eşref, yahya kemal ve ahmet haşim gibi
yazarlarda da dosttur.
8. Yaşar Nezihe
Silivrikapı'da 1881 yılında
doğan Yaşar Nezihe’nin babası sarhoşluğu ile tanınan Kadri efendidir. Babasına
öfkesini şiirlerine yansıtan Yaşar Nezihe, babası okumasına izin vermediği için
sadece okumayı öğrenecek kadar okula gidebilmiştir. Özgür ve isyankar karakteri
yüzünden evden kovulmuş mutsuz üç evlilik geçirmiştir. 2 oğlunu açlıktan
kaybeden yaşar nezihe'yi hayata bağlayan tek oğlu vedat'tır. Okuma yazma
bilmeyenlerin mektuplarını yazarak ve dikiş yaparak para kazanan yaşar nezihe
şiirlerinde oğullarının vefatından oldukça söz etmiştir. Aynı zamanda ilk işçi
ve ilk sosyalist şair olarak bilinen yaşar nezihe toplumcu bir şair olarak
karşımıza çıkmaktadır.
9. Şükufe Nihal
Güzel olduğu düşünülmese de bakımlı ve
naif bir kişilik olarak bilinen şükufe nihale herkes aşık olurdu. 1896 senesinde
dünyaya gelen Şükufe Nihal’e bir çok ünlü erkek de hayranlık beslemiştir. Bunlar
Ahmet Kutsi Tecer, Faruk Nafiz Çamlıbel, Nazım Hikmet ve Cenap Şahabettin'in
kardeşi Osman Fahridir. Osman Fahri Şükufe Nihale karşı olan aşkına karşılık
bulamayınca intihar etmiştir. Bu durum Şükufe Nihali oldukça derinden
etkilemiştir ve “Gelsen de boş gönlüme bir hayat gibi dolsan, Sen uyansan, ben
yatsam biraz senin yerine” dizelerini kaleme almıştır. Başından 2 mutsuz
evlilik geçen Şükufe Nihal’in, araba kazası geçirdikten sonra sol bacağında
kısalık olmuştur.
10. Halide Nusret Zorlutuna
1901 yılında Osmanlı’da
birçok sıkıntılar vardı. İlk şiirini 1917 senesinde yazan Halide Nusret
Zorlutuna şiir yanında romanda yazmıştır. 1975’de BM tarafınca kadın" yazarların
anası" anlamına gelen "Ümmü’l-Muharrirat" ünvanını almıştır. Lirik ve milli
duygularla şiirler yazmıştır. Uzun zaman öğretmenlik yapan şair, TDK’nın kurucu
üyelerinden birisidir.
11. Gülten Akın
1933 senesinde dünyaya gelen “Ah
kimselerin vakti yok,Durup ince şeyleri anlamaya” sözleri ile tanınan Gülten
akın “ince şeylerin annesi” olarak bilinmektedir. Şiirlerinde daha çok çocuk,
kadın, doğayı, hayatı kısaca toplumu ve toplumsal olayları konu edinmiş bir
şairdir. Yaşar Cankoçak ile mutlu bir evliliği olan Gülten Akın, 4 kızı ve 1
erkek çocuğu olmuştur. 1970-1980 arasında oldukça sancılı dönemlerde Gülten
Akının oğlu da 8 sene cezaevinde kalmış ve şiirlerinde bunu konu
edinmiştir.Oğlunun istememesi üzerine şiirden uzaklaşmıştır.
12. Türkan İldeniz
1938 senesinde Düzce’de doğan
Türkan İldeniz, yine aynı şehirde ilköğretini tamamlamıştır. Lise öğrenimini
İstanbul Kandilli Kız Lisesinde okuyan Türkan İdeniz, İstanbul hukuk fakültesi
öğrencisi iken evlenip hamile kalması dolayısı ile eğitimi yarıda bırakmıştır. Memuriyette
devam eden ve emekli olan Türkan ildeniz başkaldıran bir kadın olması ile ve
şiirlerinde bulunan romantik imgeler sayesinde tanınmaktadır.
12.Lale Müldür
1956’da dünyaya gelen Lale
Müldür, Robert Kolejinde lise öğrenimini bitirmiş ve burslu olarak Floransa’ya
gitmiştir. ODTÜ’ye girip Ekonomi ve Elektrik okumaya devam eden Lale Müldür,
1977 senesinde Manchester Üniversitesinde Ekonomi okumuştur. Ressam Patrick
Jacquart ile evlenen Bürüksel'e giden Lale Müldür'ün, içinde bulunduğu sosyal çevre
eserlerinden daha çok konuşulmuştur. Şiirlerini Fransızca ve İngilizce’ye
çevirmiştir.
13. Nilgün Marmara
1958 senesinde doğan Nilgün
Marmara Boğaziçi İngiliz Dili ve Edebiyat bölümünde okumuştur. Okurken tezi
olan Sylvia Plath’tan oldukça etkilenmiştir. Sylvia Plath 30 yaşına geldiğinde Londra’da,
Nilgün marmara ise 29 yaşında İstanbul’da pencereden atlayarak intihar
etmiştir. Bir dönem Ece Ayhan’la aşk yaşayan Nilgün Marmara, adına but partisi
dedikleri partiyi evinde düzenleyip fırında tavuk budu pişirir ve arkadaşı olzn Küçük İskender, Ece Ayhan, Tomris Uyar, Edip Cansever, İlhan Berk, cezmi ersoy
gibi edebiyatçıları evine davet etmektedir.
14. Didem Madak
1970 senesinde İzmir’de dünyaya
gelen Didem Madak, son zamanlarda oldukça büyük bir okur kitlesine sahiptir. Küçük yaşta
annesini kaybeden Didem Madak, 18 yaşında evden kaçmıştır. Daha sonra boşanıp
çeşitli işlerde çalışan Didem Madak, yaşadığı zorlu süreçlerde şiir yazarak
üstesinden gelmeye çalışmıştır. 41 yaşında kanserden vefat eden Didem Madak,
edirnekapı'da defnedilmiştir.
15. Birhan Keskin
1963 yılında Kırklareli'nde doğan Birhan Keskin, İstanbul
Üniversite’sinde Sosyoloji okumuştur. 1984 senesinde ilk şiirini yaşayan Birhan
Keskin Göçebe dergisini arkadaşları ile birlikte çıkarmaya başlamıştır. Yine
farklı yayın kuruluşlarında editör olarak çalışan Birhan Keskin, şiirlerinin
yanı sıra öykülerde yazmıştır.
Hiç yorum yok: