Balkan göçmeni bir kız, içinde kopan bilinmedik fırtınalar,
Türk dili ve edebiyatına gönül vermiş biri, 29 yaşında buhranlar arkasından bir
intihar…Arkasından süre gelen öldü mü, öldürüldü mü tartışmaları… Evet O Nilgün
Marmara.
Bu makalede, Nilgün Marmara kimdir, Nilgün Marmara’nın hayatı
nasıldı, Türk edebiyatındaki yeri nedir gibi soruların cevabını hep birlikte
değerlendirmek istedim.
Nilgün Marmara'nın Hayatı: Balkan Göçmeni Bir Ailenin Kızı
1958’in 13 Şubatında İstanbul Moda’da dünyaya gözlerini açan
küçük Nilgün, muhasebe müdürü olan Marksist bir babanın kızıydı. Bulgaristan’ın
Plevne şehrindendi babası, annesi ise Vidinden’di. Daha sonra İstanbul’a göç
eden balkan göçmeni bir ailenin kızıydı Nilgün Marmara. Kadıköy Maarif
Kolejinde lise öğrenimini bitiren Nilgün Marmara, üniversiteye ilk olarak
İstanbul Üniversite’sinde Türk dili ve edebiyatı bölümünde başladı fakat
siyasal sebeplerden dolayı yarıda bıraktı. Daha sonra tekrar sınava girdiğinde
Boğaziçi Üniversite’sinde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanarak 1985’te
mezun oldu. Bitirme tezi “Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında
Analizi” adlı tez çalışmasıydı. (Hatta kendi intiharına benzeyen yanlarının da
olması oldukça düşündürücüydü. )
Mezun olduktan sonra, Marmaris’te bir tatil köyünde çalışmaya
başlayan Nilgün Marmara, daha sonraları sekreterlik, konsoloslukta memurluk
gibi işlerde çalışsa da iş hayatı oldukça kısa sürdü. 1982 senesinde dost
ortamında tanıdığı endüstri mühendisi olan Kağan Önal ile hayatlarını
birleştiren Nilgün Marmara, eşinin mesleki hayatı sebebi ile 16 ay Libya’da
yaşamak durumunda kaldı. Bir dönem yazdığı şiirleri kimseye göstermeyen Nilgün
Marmara, daha sonraları fırında tavuk pişirdikleri ve adını but partisi
koydukları yazar toplantılarına katılıyordu. Toplantılara, Cemal Süreya, Edip
Cansever, Ece Ayhan ,Orhan Alkaya, Tomris Uyar, İlhan Berk, Cezmi Ersöz, Küçük İskender gibi yazarlar da katılıyordu.
29 senelik hayatına, 1988 senesinde Daktiloya Çekilmiş
Şiirler, 1990 senesinde Metinler adlı şiirlerini, 1993 senesinde yazdığı
Kırmızı Kahverengi Defter günlüğünü (Gülseli inal tarafından hazırlanmıştır),
2016 ve 2017’de Deflerler ve Kâğıtlar isimle basılan günlüklerini, Sylvia
Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi adındaki okul bitirme tezini
sığdırmıştır.
Bazı kesimler Nilgün Marmara’nın ölmediğini öldürüldüğünü, bazı
kesimler ölümünden eşi Kağan Önal’ı sorumlu tutsa da Kağan Önal bu iddiaları
kesinlikle reddederek, Nilgün Marmara’nın psikolojik buhranda olduğunu tedaviye
ihtiyacının olduğunu fakat doktorlardan sürekli kaçtığını söylüyordu. Hatta
Nilgün Marmara’nın 29 yaşında 13 Ekim 1987’de (Bugün kendisinin ölüm yıldönümü,
Allah’tan rahmet diliyoruz), evinin balkonun beşinci katından atlayarak intihar
ettiği gün de Kağan Önal’a tedavi olmak için söz verdiğini Kağan Önal yaptığı
açıklamalarda söylüyordu. Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım deyip 29
yaşında balkondan atlayan bir kadın… Nilgün Marmara, ölüm yıldönümün olan 13
Ekimde yazıyorum bu yazıyı sana… 13 Ekim 2020’den. Umarım çektiğin ruhsal
sancıların, kalp kırıklıkların son bulmuştur. Mekanın cennet olsun.
Hiç yorum yok: